Logomuzun Ortaya Çıkışı
Bizim hikayemiz, yıllarca uzaktan izlediğimiz dünyanın kötü gidişatına, artık tahammül edemediğimiz bir anda başladı. Kimine göre iyiyle kötünün mücadelesi, kimine göre hak ile batılın savaşı içindeydik. Kurbanlar, saf ve masum yaratılmış çocuklardı. Ardından aynı çocukların gençlik dönemleri sonra; okulları, öğretmenleri, korunaklı yuvaları, anne ve babaları… Kötülükler hiç olmadığı kadar sarıverdi etrafımızı. Geldiğimiz noktada, dünya bizi bir taraf olmaya zorladı. Şüphesiz inanmıştık. Kötülükten yana olamazdık. İyiliğin ve hakkın tarafında yer almalıydık. Ancak kötülükleri görüp kalben buğzetmek yetmedi. Artık bir şeyler yapmalıydık. Peki ama, ne?
Elimizin kolumuzun bağlandığı bir zamanda, kafamızda deli sorular… Müjde ile geldi beklediğimiz davet. “Harekete geçiyoruz ve Nesli Koruma Hareketini başlatıyoruz! Var mısın?”
Bir anda binleri aştı sayımız. Umutlandıkça umutlandık ve “Bismillah” diyerek her birimiz, üzerimize düşen ne varsa yapmak için kolları sıvadık.
Nesli Koruma Hareketi’nin önce bir logosu olmalıydı. O logoya baktığımızda umutla dolmalıydı içimiz. Etrafında olan biten kötülüklerden habersiz neslimizi hedef alan ve ve tehdit eden ne varsa, hepsinden uzak olmalıydı. Mesela cinsiyetsizleştirme projesine karşı insanın bir kadın ve erkekten yaratılmış olduğunu göstermeliydi. İnanç dolu, gönüller fethetmiş bir ecdada dayanan köklü geçmişimizi hatırlatmalıydı. Hayal ettiğimiz nesli yeniden inşa edecek, düştüğü yerden kaldıracak şefkatli bir el olmalıydı. “Ben her zaman yanındayım. Sana yol gösteren, kötülüğü üzerinden çekecek bir elim.” demeliydi.
Logomuzdaki kavramlar şekillenmeye başladı. Neslimizi köklü bir ağaç temsil etmeli diye düşündük. Yüceliğin ve dayanıklılığın sembolü bu ağaç ancak çınar ağacı olabilirdi. Çınar, köklerinden kopmadığı gibi yeniye de ayak uydurabilen bir nesli temsil edecekti. En zorlu koşulda bile asırlık bir çınar gibi dimdik ayakta duracak altın neslimizi, bir erkek ve kız çocuğu ile sembolize ettik. Hareketimizi temsilen, koruyucu ve şefkatli bir el sembolü kullandık. Neslimizi ve onu şefkatle koruyan eli, hilalin karanlıkları aydınlatan nuru ile adeta bir kalkan gibi kuşattık.
Bu kavramları temsil edebilecek rengi belirlemeye geldi sıra. Akıl, ahlak ve erdemi temsil eden mavi ile güç ve asaleti temsil eden siyahın birleşiminden oluşan lacivertin dünyayı kapsayan ve koruyan kozmik gücü, hareketimize yansısın istedik. Kullandığımız altın sarısı rengiyle de bize özümüzü hatırlatan atalarımıza, geleceğimiz olan neslimize verdiğimiz değeri ifade ettik.
Böylelikle; binlerce gönüllünün bir araya gelerek oluşturduğu Nesli Koruma Hareketi’nin ruhunu bir logoda topladık.
Logomuzla mana bulan duygu, amaç ve hedefleri; hareketimizle, hayata geçirmek azmi ve gayretiyle…