Üniversiteler, toplum yararı için bilgiyi arayan, üreten, ileten ve yayan bir öğretim ve araştırma merkezidir. Bu merkezin üyelerini, neslin can damarı olan gençler oluşturur. Üniversiteler, bilimsel açıdan tutarlı ve nitelikli bir eğitim sağlamakla birlikte ait olduğu topluma yabancılaşmayan, ahlaki ve dini değerlerine ters düşmeyen genç nesil yetiştirmekle de yükümlüdür. Nitelikli insan gücü yetiştirme gibi bilinen amaç ve görevi dışında; ahlaki ve dini donanıma sahip, topluma önderlik edecek bilinçli gençler de yetiştirmelidir. Yetiştirdiği gençler, ekonomik, dini, sosyal ve kültürel alandaki her türlü gelişmeye öncülük ederek, toplum hayatını zenginleştiren kişiler olmalıdır. Tüm bu yönleriyle üniversiteler ve yetiştirdiği gençler, toplumumuzun ve ümmetimizin dünyaya açılan aydınlık penceresi olmalıdır. Ancak geldiğimiz noktada, ülkemizdeki üniversiteler bu amaç ve istikametinden uzaklaşarak, topluma, millete, ümmete ve değerlerine yabancılaşan, sadece bilimsel ve mesleki yeterlilikle ön plana çıkan bir nesil oluşturmaya çalışmaktadır.

Nesli Koruma Hareketi olarak mevcut üniversitelerin yukarıda belirttiğimiz milli ve manevi yükümlülükleri, gençlere nasıl aktarabileceklerini yaptığımız üniversite buluşmalarında sık sık dile getiriyoruz. Gençlerimizin yaşadıkları sorunlar üzerinden, ‘neler yapabiliriz?’ sorusunu sorup çeşitli çözümler geliştiriyoruz. Bu çözümleri alanında uzman akademisyen, danışman ve eğitimcilerimiz aracılığıyla gençlerimize aktarıyor, onlarla fikir alışverişinde bulunuyoruz. Böylece bilinçli; milli ve manevi değerlerine ters düşmeyen gençlerin yetiştirilmesine, üniversite yönetiminin de katkılarıyla vesile oluyoruz.