Çocukluk dönemine ait en çok neyi unutmuyorsun sorusuna böyle cevap vermişti 19 yaşındaki genç…
Annesi kendisine hamileyken babası onları terk etmişti. Annesi ablalarına ve kendisine hem anne hem de baba olmuştu yıllarca. Bir baba nasıl olur, nasıl güven verir, nasıl sevgisini hissettirir, hiç tadmamıştı. Bu yaşına gelene kadar baba sevgisine aç ve hasret kalarak büyümüştü. Ne bir dayı ne bir amca ne de bir dedesi vardı çevresinde baba figürü olarak.
10 yaşlarına geldiğinde çevresinde hiç erkek olmadığı, arkadaşlarını da hep kız tercih ettiği dikkatini çekti. Futbolu sevmediği için teneffüslerde kız arkadaşlarıyla sohbet etmek ona daha cazip geliyordu. Beden eğitimi en sevmediği dersti çünkü, erkek arkadaşlarının yanında soyunmak onu hiç iyi hissettirmiyordu.
12 yaşlarında hemcinslerine karşı ilgi duyduğunu düşünmeye başladı. Bu düşüncesi aslında onun kendiyle çatışmasının bir başlangıcıydı.
Çocuğun cinsiyet kimliği gelişimi süresince algılarının oldukça yüksek olduğu çok önemli bir dönem vardır. Yapılan birçok araştırma göstermektedir ki cinsiyet özdeşimi için kritik dönem çocuğun 3. yılından önceki dönemdir. (Moberky 1983)
En erken aylardan itibaren hatta belki de dört aylıkken (Albein 1975) çocuğun babayla ilgili bazı algılamaları vardır (loewald 1951). Baba figürü, şefkatli ve kabul edici olduğunda, oğlan çocuğun kendini kadınsılıktan (feminen) ayrıştırması ve erkeksi (maskulen) alana girmesi teşvik edilmiş olacaktır.
Böylece çocuk, erkeklikte özdeşlecek ve büyük ihtimalle heteroseksüel olacaktır. Eğer her iki ebeveyn de çocuğu bu yönde teşvik ederse çocuk erkek cinsel özdeşleşmesini ve heteroseksüelliğini sağlıklı bir şekilde tamamlama yolunda rahatlıkla ilerleyecektir. (Dr. Joseph Nicolosi)
Müjde Yahşi