Hukuk Grubumuz Cinsiyet Değiştirme Ameliyatlarının Önlenmesine Yönelik İlk Toplantısını Gerekleştirdi.
Etkinlik Tarihi
20.10.2024
Etkinlik Yeri
Zoom
Aylardır, üzerine kafa yorduğumuz ‘cinsel kimlik karmaşası sorunu’na dair ilk toplantımızı gerçekleştirdik. 19 Eylül 2024 tarihinde, Nesli Koruma Hareketi’nde gönüllü olarak çalışan hukukçu arkadaşlarımızla gerçekleştirdiğimiz bu toplantımız, bolca beyin fırtınaları yaptığımız, oldukça verimli bir toplantı oldu. Neslin ve aile kurumunun korunmasında oldukça etkili olan yasal düzenlemelere dair önemli görüşler ortaya koyduk. Bildirdiğimiz görüşler ve bunlar üzerinden aldığımız kararları, Nesli Koruma Hareketi’ne gönül veren herkesle paylaşmak istiyoruz.
Hukukçular olarak çocuklarımızı cinsel kimlik karmaşası sorunu başta olmak üzere her türlü kötülükten korumak, aile kurumunu tehdit eden unsurlara karşı toplumdaki farkındalığı artırmak, bu tehditlerin bertaraf edilmesi için kalıcı yasal düzenlemelerin oluşturulmasını sağlamak için çabalıyoruz. Bu amaç doğrultusunda kurulan ‘Nesli Koruma Hareketi’ çatısı altında bir araya gelen gönüllüler olarak, hukuksal düzlemde kolektif bir mücadele veriyoruz.
Günümüzde artan cinsel kimlik karmaşası sorunu, anayasamızdaki yasal boşluk nedeniyle daha da derinleşmiş durumda. Özellikle trans yönelimli dediğimiz, bedeninden memnun olmayan bireyler, 18 yaşına geldiklerinde cinsiyet değiştirmek için adeta birbirleriyle yarışıyorlar. Hatta daha küçücük yaşlarda, 18 yaşına gelip bir an önce ameliyat olmanın hayalini kuruyorlar. Eğer ameliyat olurlarsa seçtikleri cinsel kimlikle çok daha mutlu olacaklarını, içine düştükleri karmaşık durumdan sonsuza kadar kurtulacaklarını düşünüyorlar.
Cinsiyet değiştirme ameliyatını olmaya karar verdikten sonra, henüz 18 yaşına girmeden hormon ilaçlarına başlatılan bireylerin sayısı bir hayli fazla. Gençleri bilinçsizce cinsiyet değiştirme ameliyatlarına sevk eden sebeplerinden biri de bu ameliyatların SGK tarafından karşılanması. Yani doktorlardan oluşan bir kurul tarafından verilen sağlık raporu sonucunda, bu ameliyatların devlet tarafından ücretsiz olarak yapılması.
Cinsiyet değiştirme ameliyatlarının ücretsiz yapılmasına dayanak olan yasa maddesi Türk Medeni Kanunu MADDE 40’tır. TMK MADDE 40’a göre;
“Cinsiyet değiştirmek isteyen kişi, ameliyat öncesinde mahkemeye başvurarak cinsiyet değişikliğine izin verilmesini talep etmelidir. Bu iznin verilebilmesi için, izin talebiyle mahkemeye başvuran kişinin, on sekiz yaşını tamamlamış olması ve evli olmaması; ayrıca transseksüel yapıda olup, cinsiyet değişikliğinin ruh sağlığı açısından zorunluluğunu ve üreme yeteneğinden sürekli biçimde yoksun bulunduğunu bir eğitim ve araştırma hastanesinden alınacak resmî sağlık kurulu raporuyla belgelemesi şartı öngörülmüştür. Mahkemeden alınan izne dayanılarak, amaç ve tıbbî yöntemlere uygun olarak bir cinsiyet değiştirme ameliyatının gerçekleştirildiğinin, resmi sağlık kurulu raporu ile doğrulanması halinde mahkeme nüfus sicilinde gerekli düzeltmenin yapılmasına karar verir. Bu kararla birlikte cinsiyet değişikliği nüfus siciline işlenir.”
Gençlerimize 20’li yaşlardan sonra büyük bir pişmanlık yaşatan, onları geri dönüşü olmayan bir yola sürükleyen, fiziksel ve ruhsal sıkıntılara, intiharlara sevk eden cinsiyet değiştirme ameliyatlarının bir an önce yasaklanması gerekmektedir. Ancak; ‘interseks’ yani doğuştan cinsiyet gelişim bozukluğu olduğu sağlık raporlarıyla tespit edilmiş bireylere yapılan cinsiyet değiştirme ameliyatları, doğrudan bir tedavi şekli olduğundan bu kapsamın dışında tutulmalıdır.
Cinsiyet değiştirme ameliyatları nasıl yasaklanabilir?
Trans bireylere yönelik cinsiyet değiştirme ameliyatlarının önüne geçebilmenin tek yolu, Türk Medeni Kanunu MADDE 40’ı değiştirmektir. Ancak gerek bireysel gerekse sivil toplum kuruluşları aracılığıyla çeşitli bakanlık ve resmî kurumlara bu talebimizi ilettiğimiz halde, bize hala olumlu bir geri dönüş yapılmamıştır. Maalesef LGBT lobilerinin yoğun propaganda ve dayatmaları, bizim gibi düşünen kişilerin karşısında adeta bir duvar gibi durmaktadır. Her şeye rağmen pes etmeyip, haklı mücadelemizi duyurmak ve bu yolda kararlı adımlarla ilerlemek için elimizden geleni yapacağız.
Peki bu konuda resmi makamlara sesimizi duyurmak ve kalıcı yasal düzenlemelerin oluşturulmasını sağlamak için neler yapabiliriz?
Yakın zamanda feshedilen İstanbul Sözleşmesi’nde yer alan ‘cinsiyet eşitliği’ kavramı LGBT lobilerinin en önemli dayanaklarından biriydi. Bu sözleşme kamuoyu baskısı sonucu, 20 Mart 2021’de Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile feshedildi. Bizler bu durumdan hareketle TMK MADDE 40’ın değiştirilmesi için bir kamuoyu baskısı oluşturmak istiyoruz. Güçlü bir kamuoyu baskısı için sosyal medyanın gücünü kullanmanın oldukça etkili olacağına inanıyoruz.
-Cinsiyet değiştirme ameliyatı olmaya karar veren gençler bu konuda yeterince bilinçlendirilmemektedir. Ameliyattan önce, ameliyat sırasında ve sonrasında gelişebilecek komplikasyonlar konusunda tam olarak aydınlatılmamaktadır. Bu konuda otorite olan hastane hekimlerinin gençleri doğru şekilde bilgilendirmesi gerekir. Pek çok gencin, başına gelecek olumsuz durumları öğrendikten sonra bu ameliyattan vazgeçtiği unutulmamalıdır.
-Türkiye’de cinsiyet değiştirme ameliyatı olmak isteyen bireylere, belirlenmiş üniversite hastanelerinden birinde oluşturulan bir doktor kurulu tarafından, resmi bir sağlık raporu verilmesi gerekmektedir. Gençler bu kuruldan aldıkları sağlık raporları sonucunda kolayca ameliyat olabilmektedir. Maalesef kurulu oluşturan pek çok doktor, cinsel kimliğin bireyin isteğine bağlı olarak sonradan oluşan bir tercih olduğunu kabul etmektedir. Oysaki cinsel kimlik karmaşası sorununun tedavi edilebilir bir ruh hastalığı olduğu, bu ameliyatların gençlerin mevcut sorununu çözmek yerine daha da derinleştirdiği, geri dönüşü olmayan fiziksel ve ruhsal sıkıntılara sebep olduğu çeşitli vakalar üzerinden ispatlanmıştır. Kurul doktorlarının da bu durumu kabul etmesi gerekmektedir.
Yukarıda örnek olarak verdiğimiz konu içerikleri, cinsiyet değiştirme ameliyatlarının yasaklanmasını sağlayacak nedenlerden birkaçıydı. Bunlara kendimizce önemli gördüğümüz farklı konuları da eklememiz gerekecek. Bizler belirlediğimiz konu içerikleri üzerinden, insanlara güven veren Avukat kimliğimizle görüşlerimizi bildiren etkili videolar ve postlar hazırlarsak, adeta bir dip dalga etkisi oluşturabilir; yetkili mercilere sesimizi duyurabiliriz. Hazırladığımız içeriklerin yayınlanmasında, bizimle aynı görüşü ve amacı paylaşan etkin sosyal medya fenomenleriyle de iş birliği yapabiliriz.
Günümüzde insanların rahatsızlık duyduğu bir konuyu yetkili mercilere duyurmasının bir yolu da ‘tag çalışması’dır. Video ve postların yanı sıra, hedef olarak belirlediğimiz yetkili mercileri etiketlemek üzere tag çalışmaları yapabiliriz. Bu tarz çalışmalar için kurduğumuz boykot grubumuzu da çalışmamıza dahil ederek, etkili bir sonuç elde edebiliriz.
İşimizin zor olduğu bir gerçek ancak birlik ve bütünlük içerisinde olunursa, her zorluğun üstesinden gelinebileceği de bir gerçek. Rabbim bu yolda bizleri muvaffak etsin. Bu alandaki çalışmalarımızı bizlere kolaylaştırsın. Neslimizi ifsat edenlere fırsat vermesin…